Düşünüyorum da biz büyüyerek çocukluk etmişiz, demiş bir üstadımız ve yine bizler büyürken hayallerimizi de olur olmaz yere beraberinde küçültenler olmuşuz. Peki, hata nerede çözümü yok mudur ya da çocuk kalmak bu kadar mı zordur oysa büyüyen bir bedene de sığdırılabilinir mi çocukluk hem öyle çok da yer kaplayacak bir vücut büyüklüğünde de değildir zaten çocuklar hep küçümsenmiyor mu,hani kim inkar edebilir büyüklerinden daha cesur kaldıklarına ve bir de  o saflıkları, çıkarsızlıkları yok mu, o yetmezmiş gibi ağızlarından kaçırdıkları büyüklerinin yalanları, en güzelide sorumsuzlukları olması lazım ne büyük bir hafiflik, çocuklar büyümek ister büyükler çocuk olmak, sahi Cahit Sıtkının dediği gibi Affan dedeye para saysak satar mı bize, ya geri verir mi çocukluğumuzu kurtarır mı irili ufaklı dert edindiklerimizden …

Yıllarla birlikte bizlerde yıllanıyoruz ve yoruluyoruz .Oysa en çocuk olduğumuz zamanlar yorulmak böyle bir yorgunluk gibi değildi, sanki yorulmak tatlıydı şimdi ise bedenini taşıyamamak sıyrılmak için yol almak, aramak gibi bir anlam çıkıyor. Evet yaşadığın an için kullandığın ek bile -yor oluyor  ve o bile yoruyor. Kaçımız o seve seve oynadığımız oyunlara ve oyuncaklara vakit ayırıyor hala. Yok, hayır ayırmıyoruz çünkü  artık biz oynamıyoruz oynatılıyoruz. Artık koşmuyoruz koşturuluyoruz, istemiyoruz zorlanıyoruz oysa biz hep özgür olacağımızı düşünmemiş miydik küçükken, farkediyoruz ki büyüdükçe özgürleşmiyoruz köleleşiyoruz, yıpranıyoruz, kırılıyoruz.

Evet, kırılıp  parçalandıkça da çoğalıyoruz ve belki dersin ki bu senin en büyük dersin, tecrübe ediniyoruz ve mutluluk dileniyoruz, direniyoruz bir gerçek ki daha keskinleşiyor köşelerimiz, kesiyoruz elimizi tüm hislerden köreliyoruz büyümek için törpülüyoruz sivrileşip bir o kadar kabulleniyoruz. Yapacak bir şey yok kaldığın yoldan devam etmekten başka, varsa bir yol o da kaldığın yerden oynamak değil oynatılmak…